ailehukuku avukat hukuk cezahukuku adalet ticarethukuku yarg medenihukuk icraiflashukuku idarehukuku samsun mirashukuku gayrimenkulhukuku denizticaretihukuku devletler gizem samsunbarosu lawyer aile ankara istanbul dava emsalkarar hukukokuyorum
Çalıştığı işyerinde görevi sırasında sakız çiğnediği için amirine yakalanan ve tartışan güvenlik görevlisinin işine son verildi. Amiriyle yaşadığı tartışmanın ardından görevine tazminatsız son verilip, işten çıkarılan güvenlik görevlisi işe iade davası açtı. Mahkeme, davayı reddedip işten çıkarmayı geçerli sayınca dosya Yargıtay'a taşındı. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi de yerel mahkemenin kararında şu görüşlere yer verdi: "İşyerinde olumsuzluğa yol açacak, iş düzenini bozacak nitelikteki davranışların geçerli fesih sebebi olur" diyerek davaya son noktayı koydu.
SAKIZ ÇİĞNEMEM Mİ GÖZÜNÜZE BATTI
Yaşanan olayda, güvenlik görevlisinin görevi sırasında sakız çiğnediğinin farkedilmesi üzerine, görev esnasında sakız çiğnemeyi yasaklayan yönetmelik maddesi tebliğ edildi. Tebliğe rağmen bu eylemine devam eden çalışan vardiya amiri tarafından da uyarıldı. Olaya sinirlenen güvenlik görevlisi, "Bu kadar işin içerisinde benim sakız çiğnemem mi gözünüze battı. Yüz kızartıcı suç mu işledim. Sakız çiğnemek ahlaksızlıksa ahlaksızım" diyerek tepki gösterip toplantıdan ayrıldı. İş mahkemesine yapılan başvuruda, "Güvenlik görevlisi olarak çalıştığım şirketten haksız şekilde kovuldum. İş sözleşmemin geçerli nedenlere dayanmaksızın feshedildiğini, bu feshin iptali ve işe iademi talep ediyorum" diyerek işe iadesini istedi.
İşyerinde görev esnasında sakız çiğnemesi nedeniyle işine son verilen güvenlik görevlisinin amiriyle yaşadığı tartışmada, Yargıtay son noktayı koydu. Yüksek mahkeme; işyerinde olumsuzluğa yol açacağı, iş düzenini bozacak nitelik taşıdığı gerekçesiyle, çalışanın davranışını 'geçerli fesih' sebebi saydı. Mahkemede ifade veren işveren, "İş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, davacının iş güvencesi kapsamında kalmadığını" savundu. Bu savunma üzerine iş mahkemesi çalışanın açtığı davayı reddedip, feshi geçerli saydı. Çalışan kararı temyiz edince dosya Yargıtay'a taşındı. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, işyerinde olumsuzluğa yol açacak, iş düzenini bozacak nitelikteki davranışların geçerli fesih sebebi olabileceğine hükmetti.
#hukuk #hukukçu #arabulucu #uzlaştırmacı #cezahukuku #bilişimhukuku #önleyicihukuk #ticarethukuku #danışmanlık #tahkim #ailehukuku #avukat
YARGITAY 18.Ceza Dairesi
E. 2017/8129
K.2018/14490
T. 07.11.2018 Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövme fiilini oluşturması gerekmektedir. Olay günü sanığın, müştekiye söylediği kabul edilen "terbiyesizlik yapma, pislik yapma erkeksen gel yüzüme söyle" şeklindeki sözü, muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu ve dolayısıyla hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yasal olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünde, tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA,
#hukuk #hukukçu #arabulucu #uzlaştırmacı #cezahukuku #bilişimhukuku #önleyicihukuk #ticarethukuku #danışmanlık #tahkim #ailehukuku #avukat #idarehukuku #yargıtay #yargıtaykararları #danıştay #anayasamahkemesi #boşanmahukuku #boşanmaavukatı #cezaavukatı #sözleşmelerhukuku
T.C. YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2018/218
K. 2018/1055
T. 23.1.2018
ÖZET :
Mahkemece, boşanmaya neden olan olaylarda, davalı erkeğin davacı kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu kabul edilerek davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve davacı kadın lehine manevi tazminata hükmedilmiş ise de yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı kadının eşinin kapıcı olmasından rahatsızlık duyarak eşini aşağıladığı ve müşterek konutu terk ettiği, kadına yüklenen diğer kusurlu davranışların ispatlanamadığı, davalı erkeğin ise eşine hakaret ettiği, velayete yönelik düzenlenen sosyal inceleme raporundaki müşterek çocuk beyanlarının ise hükme esas alınamayacağı anlaşılmaktadır. O halde, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Eşit kusurlu eş yararına manevi tazminata hükmedilemez. Somut olayda kadın yararına Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi koşulları oluşmamıştır. Bu husus nazara alınmadan kusur durumunun hatalı belirlenmesi ve bu yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
#yargıtay #emsalkarar #hak #hukuk #adalet #hukukfakültesi #hukuköğrencisi #hukukhaberleri #ailehukuku #boşanma #tazminat #kusur #law #instagram
#instagramtr
#hakikicubbeli
Hukuk Sistemimizde Nafaka Türleri
•
•
Boşanma kararının kesinleşmesi sonrasında ergin olmayan çocuk için ergin olacağı tarihe kadar velayet kendisine verilmeyen eşin, çocuk yararına vereceği nafakaya İŞTİRAK NAFAKASI denir. (TMK m. 182)
•
•EŞ adına boşanma kararının kesinleşmesinden sonra verilen verilen nafakaya YOKSULLUK NAFAKASI denir. (TMK m. 175) •
•
•Boşanma davasının devamı sırasında EŞ ve ERGİN OLMAYAN ÇOCUK yararına verilen ve boşanma davasında verilen kararın kesinleşmesine kadar süren nafakaya TEDBİR NAFAKASI denir. (TMK m. 169) •
•
•ERGİN olan muhtaç kişinin üstsoy, altsoy ve kardeşlerinden isteyebileceği nafakaya YARDIM NAFAKASI denir (TMK m. 364)
#lawstudent #law #ailehukuku #nafaka #istirak #tedbir #yoksulluk #yargıtay#hukuk #avukat #hakim #savcı #hukukfakültesi #dersnotları #bloggerlartakiplesiyor
#likeforlikes #followforfollowback #followers #follow #likeforfollow #like4likes #liketime #likeforlikeback #view #traveller#likeaboss
Y A R G I T A Y 2. HUKUK DAİRESİ ESAS NO:2015/26918 KARAR NO:2017/6688
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kadının davasının kabulü ve tazminatların miktarı yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise erkeğin davasının kabulü, reddedilen tazminatlar ile erkek lehine hükmedilen tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-karşı davalı erkeğin eşinin telefonuna casus program yükleyerek ele geçirdiği ses kayıtları hukuka aykırı delil niteliğinde olup kusur belirlemesinde dikkate alınamaz ise de; tanık beyanları, telefon kayıtları ve fotoğraflar ile toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde zina eyleminin ispatlanmış olduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 136.00'ar TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
#hukuk #hukukçu #arabulucu #uzlaştırmacı #cezahukuku #bilişimhukuku #önleyicihukuk #ticarethukuku #danışmanlık #tahkim #ailehukuku #avukat #idarehukuku #yargıtay #yargıtaykararları #danıştay #anayasamahkemesi #boşanmahukuku #boşanmaavukatı #cezaavukatı #sözleşmelerhukuku #boşanma #eşler #zina
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO:2018/334
KARAR NO:2019/1181
KARAR TARİHİ:21.02.2019 Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79/10. ve 5510 sayılı Yasanın 86/8. maddelerine göre Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır. Yasa'da yer alan 5 yıllık süre hak düşürücü olup mahkeme tarafından kendiliğinden nazara alınması gerektiği gibi davacının aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesinin veya 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının, hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağı ve hak düşürücü sürenin, kesilmesi ve durmasının mümkün bulunmadığı hukuksal gerçeği de ortadadır. İşverenin, çalıştırmış olduğu sigortalılara ait hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanunun 79/1.maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nin dördüncü kısmında işverence verilecek belgeler düzenlenmiştir. Bunlar, aylık sigorta primleri bildirgesi (SSİYön.Madde16) , dört aylık sigorta primleri bordrosu (SSİYön. Madde 17), sigortalı hesap fişi (SSİY. Yön. Madde 18) vs.dir. Yönetmelikte sayılan bu belgelerden birisinin dahi verilmiş olması halinde artık Kanun'un 79/10 (eski 8) maddesinde yer alan hak düşürücü süreden söz edilemez. Yargıtay uygulamasında anılan maddenin yorumu geniş tutulmakta; eğer sayılan belgelerden birisi işveren tarafından verilmişse burada Kurumun işçinin çalışmasından haberdar olduğu ve artık hizmet tespiti davası için hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceği kabul edilmektedir.Maddede belirtildiği üzere yönetmelikle tespit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi çalışmaların sigorta müfettiş raporu ile saptanması durumunda da hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceği açıktır.
DEVAMI YORUMDA
Anayasa Mahkemesi 10/4/2019 tarihinde E.2017/154 numaralı dosyada, dava sonunda mahkeme kararıyla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücretinin avukata ait olmasının hüküm altına alınmasının Anayasa’ya aykırı olduğuna yönelik itirazın reddine karar vermiştir.
İtiraz Konusu Kural
İtiraz konusu kuralda, mahkeme kararıyla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücretinin avukata ait olduğu hüküm altına alınmıştır.
Başvuru Gerekçesi
Başvuru kararında; müvekkilin avukatlık ücreti ödemesine rağmen mahkemece müvekkil lehine belirlenen ücretin doğrudan avukata ait olmasının taraflara bu konuda farklı bir anlaşma yapma imkânı bırakmadığı, avukatlık mesleğine ayrıcalık tanıdığı, hak arama özgürlüğü ile adil yargılanma ilkelerini ihlal ettiği belirtilerek kuralın Anayasa’nın 10., 36. ve 48. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Mahkemenin Değerlendirmesi
Kuralda geçen ücret avukat ile müvekkil arasında yapılan sözleşmeden kaynaklanan avukatlık ücreti değil Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hükmedilen vekâlet ücretidir.
Davada haklı çıkan taraf lehine hükmedilen ve yargılama giderlerinden olan vekâlet ücreti, avukatın taraf olmadığı, sadece taraflardan birini hukuki yardım amacıyla temsil ettiği davada, bizzat taraf yararına hükmedilebilmesi usul hukuku kurallarından kaynaklanan bir zorunluluğa dayanmaktadır.
Davacı veya davalının davayı vekil aracılığıyla takip etmeleri kendi iradelerine bağlıdır. Avukatın hukuki yardımından yararlanmak ve davasını vekil aracılığıyla takip etmek isteyen kişi bu yardımın karşılığı olan meblağı veya değeri karşılamalıdır.
KARARIN DEVAMI YORUMDA
Collecter les statistiques #AILEHUKUKU effectuez une recherche à l'obtention des statistiques (Aller à la sélection).