kitapseverlerkulubu kitapkurdu cahitzarifo balatsokaklar cahitsitkitaranci fotografheryerde hikmetaniloztekin serdartuncer nazimhikmet nuripakdil ozdemirasaf turgutuyar zarifbirkalem kahramantazeo zarifo atillailhansiirleri geceyebirs zarif kitap sabahattinali istanbul istanbulda1yer tariktufan okudumbitti aliseriati dostluk naifinsan nuripakdil
-ALINTILAR-
BİRİNİ PENCERE KENARINA ÇİÇEK KOYACAK KADAR SEVMEK LAZIM
.
.
”Bu yaz, en güzel yaz. Bu yaz ağaçlı yaz. Bu yaz kavuşanların yazı olsun mu?”
.
.
”Işığı bu sabah kaçırmayacak gözlerimin karası. Işığı arkama almayacağım bu sabah.”
.
.
”Hafif bir esinti var yürüdüğüm yollarda. Sakin sakin dokunan, teni sakinleştirerek geçen deniz kokusu.”
.
.
”Mutlu edenlere yüzü dönmek lazım.”
.
.
”Denizi izliyorum yol boyu. Müzik, deniz, zaman benden yana bu sabah.”
#kitapokumakgüzeldir #okuryorumu #okudumbitti #kitapönerisi #kitapkahvekeyfi #kitapseverlerkulubu #instakitapyorumu #okudumeyal #okudumokuyun #okudumbitti
Türk dizileri tarihinde absürt dizilerinin en önemlisi Leyla ile Mecnun’dur bana göre tüm karakterleri özümseyip repliklerini tekrar tekrar izleyerek hafızaya kazımışlığımız var.
Kitapta kısa film tadında oldu benim için o karakterleri tekrar hafızamda canlandırmak aynı şeylere tekrar gülmek sonra birden hüzünlenmek iyi geldi.Doktora da yer verilseydi iyi olurdu tabi ☺️
#leylailemecnunkitap#leylailemecnun
#çayerdalbakkaldaiçilir #ogemibirgungelecek Yüreğim biraz tozludur kusura bakma. Bugüne kadar kimse girmedi içeri ne yapsın garip?
Daha önce defalarca tanıştığım bir insanla karşılaşınca kendimi yeniden tanıtan insanım ben. Hayat
zor. Küçük şeyleri kafasına takan insanlar için hayat çok daha
zor.
Şu fersiz sokak lambalarının, gökyüzünde tabak gibi asılı kalmış dolunayın bile aydınlatmaya yetmediği uzun ince sokakları sen aydınlattın Leyla
Hayat dediğin uzun bir yol. ve bu yolda seninle beraber yürüyen insanlar var, yolda kaldığın zaman sana yardım edebilmek için. yolda rastladıkların var yanındakilerin kıymetini daha iyi anlayabilmen için. yoluna taş koyanlar var yürüdüğün yolu zehir etmek için. bir de seni yarı yolda bırakanlar var kendi başının çaresine bakabilmeyi öğrenebilmen içi. herkesin kendi doğrusu var bu hayatta. bu yüzden sonuca varmıyor hiçbir tartışma.
#cumasvnci #bookstagram #booksgasm #bookishfeatures #bookbreakfast #kitapkurdu #kitapkokusuhuzuru #okudumokuyun #kitapaskı #okumaközgürlüktür #okumaklazım #kitapalintilari #kitapseverlerkulubu#cumasvnci
Mutlu haftalar
@yabanciyayinlari ‘nın en yenisiyle geldim. Çok merak ediyorum doğrusu. Kapağı sizce de harika değil mi?
⭐️
“Bana neden öyle bakıyorsun?”
“Ne gibi?”
Carys biraz sersem bir ifadeyle gülümsedi. “Beni aylardır görmemişsin gibi.”
“Senelerdir görmemişim gibi geliyor.”
⭐️
“...pardon, biraz önce beni sevdiğini mi söyledin?”
“Tabii ki seni seviyorum. Sadece sana daha sık söylemediğim için pişmanım. Sana her gün söylemeliydim.”
Carys kısık bir sesle, “Hayır,” dedi. “Bir şekilde böyle daha anlamlı.”
“Buna çalıştım. Özellikle de Laertes’teyken. Hamlet’te, Hamlet’in Ophelia’ya mektup yazdığı kısmı hep çok beğeniyordum. Sana okumak istiyordum. Bu sabah buna çalışıyordum.”
“Öyle mi?”
“Evet.” Max boğazını temizledi.
‘İnanma istersen yıldızların yandığına,
Güneşin döndüğüne inanma,
Doğrunun ta kendisini yalan bil,
Ama seni sevdiğime inan.’
Carys açık bir şekilde duygulanmıştı. “Bana Shakespeare’den alıntı mı yapıyorsun Max?”
⭐️
Onlara ilk aşkın insanı paramparça edebileceğini söyle. Ama aynı zamanda da insanı kurtarabileceğini.
Şuraya mutluluğun fotoğrafını bırakayım. Bu serinin benim için değerini, nasıl âşık olduğumu defalarca kez söyledim ama asla bıkmıyorum. BU SERİYE ÂŞIĞIM ARKADAŞLAR!
Yüksek Gerilim, Ateş Serisinin 10. kitabı... Ben kitabı uzun zaman önce orijinalinden okumuştum. Ama canım @cikolatadanbayanblog hediye edince çeviriden okumamak da olmaz. Her ne kadar kitap Dani’nin kitabı da olsa (kendisine duyduğum nefret de biliniyor malumunuz), Barrons’a giden yolda çekilen her çile kutsaldır diyorum. 11. kitap yine Mac ve Barrons’a ait olacağından daha bir sabırsızım. Ve umarım yazar artık Barrons bakış açısından bir kitap yazar da biz eski fanları mutlu eder.
Peki siz Ateş Serisini okudunuz mu? Favori kitabınız hangisi? (Benim Gölge Ateşi ve Ateş Şarkısı)
Aşk kafesler inşa etmez. Yıldızlara çıkan merdivenler inşa eder.
“Şşş,” diyor Barrons ve gözlerini kapatıyor.
“Jericho, lütfen. Sana zarar verebilir. İçime girip o yaratığın peşine takılma.”
“Bir kere de bana güven.”
“Ölürsen bunu kaldıramam,” diyor Mac. “İçimde yaşayan canavara dönüşürüm. Seni geri almak için dünyayı yakarım!”
Barrons gözlerini açıyor ve dudaklarında belli belirsiz bir gülümseme uçuşuyor. “Biliyorum,” diyor gözleri parlayarak.
“Bu iyi bir şey değil.”
“Benim kitabımda öyle.”
“Benimkinde değil,” diye homurdanıyorum. “Onu duydun. Bize taşları ver, Barrons.” Dediğimi yapmazsa üzerine atlayıp onları zorla alacaktım.
Bana aldırmıyorlar. Jada onları hayranlıkla izliyor.
“Rahatla, Mac,” diyor Barrons. “Duvarlarını aşmama izin ver.” Gözlerini açıyor ve karanlık bakışlarını Mac’in yüzüne dikiyor.
Ama Mac inatla çenesini havaya dikiyor.
“Mac,” diyor Barrons usulca. Sonra gözleriyle ona bir şeyler söylüyor.
Mac’in dudakları yukarı doğru kıvrılıyor. “Hani kelimelere inanmazdın?”
“Ben sana inanıyorum. Ve bazen o kadar kalın kafalısın ki onlara başvurmaya mecbur kalıyorum. Beni içeri al.”
Mac hafifçe iç çekerek gözlerini kapatıyor. Kendini Barrons’un kollarına bırakıyor. Vücutları birbirinin içinde eriyor.
İşte o zaman cehennem serbest kalıyor.
#yüksekgerilim #highvoltage
#gülbeşekerisevdimöneriyor
İnsan bazen çerezlik, akıcı, kıkırdatan cinsten kitaplar okumak istiyor. Sophie Kinsella bu açıdan benim için bir kurtarıcı. Henüz okul yıllarımda keşfettiğim bu yazarı her zaman yüzümde kocaman bir gülümsemeyle okudum. En sevdiğim kitapları Sır Tutabilir Misin? ve Pasaklı Tanrıça... Sır Tutabilir misin? @dexpub ‘dan yeniden çıktı. Bende eski baskısı da olmasına rağmen bunu da aldım tabii Umarım Pasaklı Tanrıça’yı da yeniden basarlar. Çünkü onu zamanında birinden ödünç alıp okumuşum, cepboylardan da hoşlanmadığımdan kitaplığıma katamadım.
Siz Sophie Kinsella sever misiniz? Favori kitabınız hangisi?
Elbette sırlarım var.
Olmaz mı? Eminim benim sırlarım da herkesinki kadardır, daha fazla değil. Üstelik öyle büyük sırlardan söz etmiyorum. Her günkü sıradan şeyler. İşte ilk aklıma gelenler:
Kate Spade marka çantam çakma.
NATO’nun açılımını bilmiyorum. Hatta neyi temsil ettiğini de.
Elli sekiz kiloyum, erkek arkadaşım Connor’ın sandığı gibi elli iki değil.
Evdeki balığomız Sammy annemle babamın Mısır’a giderken bakmam için bana bıraktığı balık değil.
İş arkadaşım Artemis beni gerçekten çok sinir ettiğinde, yani hemen hemen her gün, saksı çiçeğini portakal suyuyla besliyorum.
Derinlerde bir yerde her zaman, herkesten farklı olduğuma ve muhteşem, yepyeni bir hayatın beni hemen köşede beklediğine dair güçlü bir inanç taşımışımdır.
Şu gri takım elbiseli herifin deminden beri neler anlattığı hakkında hiçbir fikrim yok.
Artı, adını da unuttum.
Ve daha onunla tanışalı on dakika oldu.
"... annem babamla evlenmeden önce bir bilim adamıyla çıkıyormuş, adam onu resmen reddetmiş. Nikahtan üç hafta önce kararını değiştirmiş, inanabiliyor musunuz? Böylece annem de bir gece gizlice adamın laboratuarına girip aptal makinelerin hepsinin fişini çekmiş. Tüm araştırma heba olmuş. Annem hep Emerson dersini aldı der."
"Emerson?" diyor Lissy inanmayarak. "Emerson Davies?"
"Evet doğru! Davies."
"Çiçek hastalığına çare bulmak üzere olan Emerson Davies hani?"
"Eh, annemin duygularıyla oynamadan önce düşünecekti değil mi?"
SIR TUTABİLİR MİSİN?
#gülbeşekerisevdimöneriyor
Ve elbette efsane adamım Barrons’u en sona sakladım. Bu seriyi okumaya yine bookstagramların portakalda vitamin olduğu bir dönemde başlamıştım. 2014 falandı sanırım. İlk kitapların baskıları vardı, siz düşünün(gerideki gönderilerde seri yorumlarım bulunuyor)
Şuraya en efsane Barrons alıntılarımı bırakıp kaçıyorum❤️
Kaburgalarımı saran kolunu sıkıp yine nefesimi kesti. "Tehdit etmiyorum, uyarıyorum. Ona bu kadar yaklaşmışken herhangi biri yoluma çıkıp her şeyi mahvetsin diye bu kadar zaman ve emek harcamadım. Bu dünyada iki çeşit insan vardır, Bayan Lane; bedeli ne olursa olsun hayatta kalanlar ve de aylak kurbanlar." Dudaklarını boynumun yan tarafına bastırdı. Ardından dilini yavaşça nabzımın çırpındığı damarın üzerinde gezdirdi. "Siz, Bayan Lane, kurbansınız. Kurtlar şehrinde bir kuzusunuz. Bu ülkeden cehennem olup gitmeniz ve yolumdan çekilmeniz için size yarın akşam dokuza kadar vakit tanıyorum."
"Gidip giyin. Dışarı çıkıyoruz."
"Ben giyiniğim."
"Gidip üzerinize daha... Yetişkin tarzı bir şeyler giyin... Bayan Lane."
"Ha? Üzerimdekilerin nesi var?"
"Git üzerine daha... Kadınsı bir kıyafet giy."
"Galiba pespaye demek istiyorsun."
"Başkalarının beni birlikte görmeye alışkın olduğu türde bir kadın gibi demek istiyorum; yani yetişkin bir kadın. Tabii, bunu becerebileceğinize inanıyorsanız Bayan Lane. Siyah bir kıyafet, yaşınızı idare edecek kadar büyük gösterebilir. Yeni saç şekliniz... Daha iyi. Ama o konuda da bir şey yapmanız gerek. Sizi uyandırdığım gece olduğu gibi görünmesini sağlayın."
"Kasıtlı olarak yatak saçı mı yapmamı istiyorsun?"
"Adına her diyorsanız..."
"Güzel öpüşüyor muydu Bayan Lane?" dedi Barrons.
Ağzımı elimle sildim. "Sanki biri bana sahip çıkıyor gibiydi," dedim.
"Bazı kadınlar bundan hoşlanır," dedi Barrons.
"Ben hoşlanmıyorum!"
"Herhalde sahip olmaya çalışan erkeğe de bağlı bu?"
"Zannetmiyorum. O beni öperken nefes alamadım."
"Bir gün onsuz nefes alamadığın bir erkeği öpebilirsin ve o zaman nefes almak çok önemli olmaz."
DEVAMI
Josh severler burada mı?
Gülümsemesi binlerce kişinin gülüşüne bedeldi. Bir fotoğrafa ihtiyacım vardı. Tutunacağım bir şeye ihtiyacım vardı. Bu acayip gezegenin dönmeyi bırakmasına ihtiyacım vardı; böylece bu ânı zamanda dondurabilirdim. Ne felaket ama.
"Bugün neden bu kadar üzgün olduğunu bilmek istiyorum Kurabiye." Ruh halimdeki değişiklikleri hissetmesi olağanüstüydü.
"Sadece öyleydim. Benim için tehlikede olan şeyleri düşünüyordum."
"Anlat bana."
"Anlatamam. Sen benim baş düşmanımsın."
"Baş düşmanına fazlaca sokulgansın." Doğruydu. Sokuluyordum.
Boğazını kavrayıp kavrayamayacağımı kontrol etmek için ellerimi boynuna doğru yerleştirdim. Bir gözünü kıstı. “Durma,” dedi. “Yap hadi.” Boğazı minik ellerim için çok büyüktü. Teninin altında ışıldayan gerginliği, bedeninin aniden kasıldığını hissettim. Boğazından bir ses çıktı. Onun canını yakıyordum. Belki de şu anda onu boğarak öldürüyordum. Boynundaki renk azalmaya başlamıştı. Gözlerini bana diktiğinde bir şey olacağını biliyordum. Ama bu yaşanan şeye hazır değildim. Kahkaha atmaya başladığında dünya âdeta infilak etti. Hafta içi her gün baktığım aynı kişiydi ama daha aydınlıktı. Şebekeye ve elektriğe bağlanmıştı sanki. İçinden neşe ve ışık yayılıyor, renklerini dekoratif camlar gibi parlatıyordu. Kahverengi, altın rengi, mavi, beyaz. Güldüğünde oluşan bu çizgileri daha önce görmemiş olmam bir suçtu. Ağzı hafifçe kıvrılmıştı, mükemmel dişleri ve iki yanındaki minik gamzeleri bu görünüşü destekliyordu. Eğer daha öncesinde, tesadüfen onun yakışıklı olduğunu düşündüysem ya da sinirliyken bunu fark ettiysem bile bütün hikâyeyi bilmiyormuşum. Josh gülümsediğinde göz kamaştırıcıydı.
"Nasıl bu kadar çok şey bildiğini bilmiyorum."
"Ben sezgileri kuvvetli biriyim. Her şeyi bilirim."
"Yatak odamda güller olduğunu neye dayanarak biliyorsun, vücut dilime mi? Zihin okuma mı? Tamamen saçmalıyorsun. Büyük ihtimalle uzun menzilli bir teleskopla penceremden bakıyorsundur."
"Belki senin karşı apartmanındayımdır."
"Bunu isterdin değil mi, sapık?”
#gülbeşekerisevdimöneriyor
Mutlu akşamlar...
Seneler önce buralarda fırtınalar estiren bir seriyle geldim. (Instagramda değil tabii, o zamanlar facebook meşhurdu)
@yabanciyayinlari ‘nı tanımamızı sağlayan en bilinen seri diyebiliriz. İlk kitaplarındandı çünkü...
Travis Maddox belki de birçoğumuzun en sevdiği erkek karakterlerden biri... Ama henüz tanışmayan varsa bu seri gözüm kapalı tavsiyemdir.
“Bir Maddox erkeği severse, bu sonsuza kadardır.”
"Seni neden istediğimi biliyor musun? Sen beni bulana kadar kayıp olduğumun farkında değildim. Yatağımda seninle geçirdiğim ilk geceye kadar yalnızlığın ne olduğunu bilmiyordum. Hayatımda doğru olan tek şey seninle olmak. Benim bekleyip durdurduğum şey sensin Güvercin.”
“Beni daha sıkı tutasın diye bilerek yapıyorum, çok safsın.”
“Eğer kollarımda olmak istiyorsan tek yapman gereken istemek.”
"Gelecekteki karınla tanıştığında bütün bunlar için bana teşekkür edeceğine elli papeline bahse girer misin?" Travis'in kaşları çatıldı ve yüzü düştü. "Bu fazla kolay bir iddia.
Evlenmek isteyebileceğim tek kadın an önce kalbimi kırdı."
O anda bir şey fark ettim: o güzelliğin ve sahte masumiyetin ardında başka bir şey vardı, mesafeli, ölçen biçen, kurnaz bir şey. Gülümsediğinde bile günahkârlığın hiçbir hırka tarafından kapatılamayacak kadar içine işlemiş olduğunu görebiliyordum. O gözler minicik burnunun ve yumuşak hatlarının üstünde âdeta havada asılı gibi duruyor ve başka herkes onun saf ve masum olduğunu düşünüyordu. Ama bu kız bir şeyler gizliyordu. Benim fark etmemi sağlayan tek şey, kendimi bildim bileli bende de aynı gühahkârlığın olmasıydı. Tek fark onun bunu içinde, derinlerde tutuyor olması ve benim kendi günahkârlığımı düzenli aralıklarla kafesinden çıkarmamdı.
Collecter les statistiques #KITAPSEVERLERKULUBU effectuez une recherche à l'obtention des statistiques (Aller à la sélection).