kuantum bilin fark enerji olumlama psikoloji motivasyon huzur meditasyon reiki mucize sevgi tasavvuf bioenerji frekans pozitifd izmir pozitifenerji zihin kalp mutluluk healthcaresystem
Günaydın mutlu günler
“Kendine iyi gelmek istiyorsan yeni bir başlangıç yap .Bitmiş herhangi bir yerden ;Yeni bir başlangıç”
Hayata köklenmenin nasıl bir his olduğunu biliyorum.
Sevildiğim bir ortamda olmanın nasıl hissedildiğini biliyorum.
Kendimle ilgili nasıl iyi hissedeceğimi biliyorum.
Enerji dolu ve kabul gören biri olmanın nasıl hissedildiğini biliyorum.
Yaşam gücünü en iyi ve en yüce şekilde nasıl kullanacağımı biliyorum.
Mutluluğun Yaradan tanımını anlıyorum.
Bunun mümkün ve güvenli olduğunu zaten öyle olduğumu biliyorum
EVET diyenlere yüklenecektir❣️
#thetahealing
#thetafit
#kuantum
#modernenerjikoçu
Günaydın musmutlu günler
Benim kalbim açık.
Sevgimin özgürce akmasına izin veriyorum.
Kendimi seviyorum.
Başkalarını seviyorum ve başkaları da beni derinden sevıyor.
Sevmek ve sevilmek, sevgimizle birbirimizi özgürleştirerek kucaklamak herkez için mümkün, kendimi buna hergün buna daha da açıyorum, sevgi çemberim hergün daha da genişliyor.
Sende bilmek istiyorsan “EVET” de.
#thetahealing
#thetafit
#dönüşüm
#kuantum
#modernenerjikoçu
Günaydın mutlu haftasonları ☺️
Nasıl düşünürsek öyle açılımlar olur.
Sürekli geçmişte yaşadığınız negatif olayları tekrar tekrar anlatmaktan vazgeçin.
Böyle yaparak onları “Şu an ” için gerçek kılıyorsunuz.
Oysa onlar sadece geçmişe ait hikayelerdir.
Şu anda düşünüyoruz ve gözümüzün önüne getiriyoruz bolluğu bereketi mucizeleri şifayı aşk ve sevgiyi bunlar bizim enerjimizi yükseltecek ve isteklerimizi bize getirecektir.
“EVET” diyenlere gelsin
#günaydın
#thetahealinh
#thetafit
#kuantum
#modernenerjikoçu
Merhaba,
Klişeleşmiş kuantsal düşünce yöntemlerindense hayatın içine daha kolay monte edilebilecek, aktif olarak kullanılabilecek, deyim yerindeyse cebimizde hazır bulunacak bazı bilgileri buradan paylaşacağım. Genellikle mekanik ve dili ağdalı ya da kısıtlı bilgiler, kimsenin işine yaramamakla beraber sadece yükü arttırır.
Kuantum bir düşünce şekli, hayat anlayışı haline gelmelidir. Anlaşıldığında, sırrı keşfedildiğinde derin bir anlayış biçimi oluşturur. Bu aşamada zihin yani ego, direnecektir. 21 Gün gizemi ile bu yolculuğa başlanabilir. Beynin alışkanlığı kazanması ve ikna olmaya başlaması için 21 gün yeterlidir.
Hep şu cümleleri ve şikayetleri duymaktayım. “Ben bunu neden yaşadım?, Bana bunu o yaptı!, Hep aynı durumu yaşıyorum!
Bolluk içinde olduğunu düşünen ve imgeleyen bolluk içinde olacaktır.
Kıtlık içinde olduğunu düşünen kıtlık enerjisinde kalmaya devam edecektir. Sürekli aldatıldığını düşünen cevabı kendinde değil de karşıdakinde arayan aldatılmaya devam edecektir.
Sürekli mutluluk içinde olduğunu düşünen mutlu olacaktır.
Mutsuzluğu sürekli konuşan, yazan kişi mutsuz olmaya devam edecektir. . Herşey enerjiden oluşuyor ve bizler baktığımızda, okuduğumuzda, yazdığımızda, seslendirdiğimizde ilgili durumun yaratımı ya da yeniden yaratımı başlıyor. Öncelikli olarak yapılması gereken; eski düşünce kalıplarını ve eski bakış açılarını bırakmak. Başta çok zor gelir çünkü ego değişime karşıdır. Egonun güvenli alanı bulunduğu yerdir. Ama mümkün. Hayalinizdeki hayatı oluşturmak mümkün, eski sınırlı bakış açılarından kurtulmak onları yenisiyle değiştirmek mümkün.
İlk adım: enerjinizi düşüren kişilerden bir müddet uzak durun
2. Adım: enerjinizi düşüren negatif düşünceler geldiğinde iptal ediyorum deyip sevgiye dönüşmesine niyet edin. Düşünceler hislere dönüşür, hisler fiziksel bedene ulaştığında hasta eder.
3. Adım: sakinleşin, gevşeyin yaratım başlıyor.
4. Adım: Başkalarının dramalarından uzaklaşın. Herkesin tekamülü, kontratları, seçimleri farklı.
5. Adım: Saf enerjiye geçmeye başlıyorsunuz.
Kısaca tanımlamaya çalıştım
Sevgiler
Spiritüel danışman
Yaşam koçu
Reiki Grandmaster/teacher
Sermin BÜYÜKYÖRÜK
#keşfet #kuantum #reikigrandmaster #serminherabuyukyoru
Öyle mesajlar alıyorum ki, size benden bir hediye olsun istedim♀️ Bana iyiki tanıdım, iyiki varsınız bana güç veriyorsunuz diyorsunuz ya hani :) sizlerde iyiki varsınız
ne yaşarsanız yaşayın hayatın devam ettiğini ve öğrenciliğin bitmediğini aklınızdan çıkarmayın!
Hayat bazen rutinde, bazen yükselişte, bazen düşüşte ilerler. Yeninin gelmesi için yıkım çoğu zaman şarttır.
Bu yıkımlar bizim ruhumuzun en büyük öğretmenleridir aslında. Geriye dönüp aynayı kendimize çevirip yapmamız yada yapmamız gereken yaşam notlarını tutup, yerden kalkıp bir derin nefesle yola devam etmek gerekir.
Şems ne demiş” nereden biliyorsun hayatının altının üstünden daha güzel olmadığını?” ♀️
Bırak dağılsın, yolundan çıksın her şey, kalmasın senin hayrına olmayan ne yanında ne yolunda!
Senin niyetin güzel olduğu sürece yeni yollar, yeni kapılar açılır.
Allah zorluk içinde olanlara yardım etsin yollarınızı açsın kalplerinizi ferahlatsın
.
.
.
.
#seldaaydoğan #kişiselgelişim #spiritual #kuantum #yaşamkoçu
AĞIZDAN ÇIKAN CÜMLENİN ÖNEMİ
Bir insan gelecekte ne yaşayacağını merak ediyorsa
Bugün ne konuştuğuna baksın.
Sadece OLMASINI İSTEDİĞİNİZ şeyleri söyleyin. - "Hasta olmak istemiyorum" yerine, ”sağlıklıyım."
- "Yaşlanmak istemiyorum" yerine "Her daim genç kalacağım.." Öyle ki beyin negatifi algılamaz. Söylenen her sözü gerçek kabul eder.
Mesela siz, "Unutma" dediğinizde onu "unut" olarak algılar. "Aklında tut" demek daha doğrudur.
Birisine, “Panik yapma” dediğinizde daha fazla panik olacaktır. Bunun yerine "sakin ol" demek daha uygundur.
Bu yüzden, ne istiyorsak onu söylemeliyiz!
Birisi sizi gördüğünde "hasta gibi görünüyorsun" derse ve siz buna inanır, onaylarsanız, anında anlaşmayı imzalamış olur ve hastalanırsınız.
Bazı insanlar hastalıklarına sıkı sıkı sahip çıkarlar.
- "Benim şekerim var!"
- "Benim tansiyonum var!"
- ”Benim kolestrolüm yüksek!” BENİM..!!! diyerek sahip çıkarsanız o hastalık da sizi hayatta bırakmaz! "BEN" diye başlayan her cümleyi bilinçaltınız sahiplenir ve emir kabul eder.
FARKINDALIĞI OLAN KİŞİ İSE: bedeninin kendine verdiği mesajdan ders çıkarır ve şu soruların cevabını arar; - "Bilmem gereken şey ne?”
- ”Hayatımda neyi değiştirmem gerekiyor?"
- "Nerede hata yaptım ki; hastalıkla bedenim beni uyarıyor?" Büyüklerin çok söylediği bir söz vardır:
"Bir şeyi kırk kere söylersen olur." Hiç düşündünüz mü neden acaba?
Çünkü dil neyi çok söylerse, bilinçaltı onu gerçek kabul eder ve beyin gerçekleştirmek için harekete geçer.
OLUMLU KONUŞMAK ve OLUMLU DÜŞÜNMEK işte bu yüzden çok önemlidir.
Ağzınızdan çıkan cümleleri değiştirin, hayatınız değişsin.. Sözlerinizle birlikte, düşünceleriniz değişmeye başlar. Düşünceleriniz değiştikçe de ; davranışlarınız değişir ve siz başka birisi olursunuz.
Bir bakarsınız ki yaşamınız söyledikleriniz, düşündükleriniz, davranışlarınız olmuş.. Şimdi şu iki cümleye bakın. Ve iki cümlenin de ayrı ayrı size ne hissettirdiğini düşünün.. - “Bugün hava çok güzel ama yarın yağmur yağacak.”
- “Yarın yağmur yağacak olsa bile bugün hava çok güzel!” Sadece iki kelime
”İnsan”, kendi içinde tolere edemediği için hep bir diğerine atarak “yankıda rahatladığı” (bkz. yansıtmalı özdeşim) negatif duygularının kurbanıdır.Kurbanıdır neden mi? Daha önceki yazılarımda da değindiğim gibi insan beyninin çalışma mekanizması; tolere edemediği duyguyu bir diğerine atıp geçici rahatlama sağlar.Zira kişinin farkında olmadığı şey beyninin kendinde tolere edemeyerek diğerine attığı duyguyu tekrar tekrar üretmesidir. İşte burada kurban rolünü çok iyi üstlenip kısır döngü içinde kendini haps eder, bu sebeple de “kurban bilincinden” kurtulamaz. Duyguyu paylaşmak mı? o bambaşka bir mesele.Duyguyu paylaşmak “ben” ve “öteki” bilincini gerektiren, ayrı ayrı “biz” bilincidir.(Birlik ya da biz bilinci kişinin kendi bilincini ve bilinçaltını keşfettiğinde kazanacağı ödüldür )Biz bilincinin oluşabilmesi, Ne hissediyorum?, karşımdakine ne hissettiriyorum?, karşımdaki ne hissediyor? karşımdaki bana ne hissettiriyor? gibi dört seçeneğin “an” da ve mekanda idrak edildiği gerçek iletişim şeklidir.Her iki tarafında var olduğu , her iki tarafın da bir diğerinin varlığını, bireysel sınırını, gasp etmeden özgür bıraktığı. Dayatmanın olmadığı.Haykırmadan, üslubu ve ses tınısını aşmadan yaptığı paylaşımdır.Aksi halde konu üzerinden ötekine kendi içindeki negatif duyguyu aktarmak için çabalıyordur.Amaç bilgi paylaşmak ve farkettirmek ise dayatmaya, haykırmaya gerek var mı? Bilgi talep edene zaten ulaşmıyor mu? En büyük ilim ve bilim kendini, haddini, üslubunu bilmek değil midir? Doğru tek midir? Her bireyin kendi içinde taşıdığı Evren’de kendi tekamülünde kendine ait doğruları yok mudur? Sanırım bunca sorunun cevabı bireyin kendi ebeveyninden ayrışması sonucu ki burası çokomelli kendi biricik ve eşsizliğini, dolayısıyla tüm insanoğlunun biricik ve eşsizliğini idrak edebilmesinde saklı.Her birimizin kendi doğru ve yanlışıyla ilgilendiği bir dünya ışıl ışıl olmaz mı? Ayşegül Dülger
#kuantum#enerji#terapi#ayrışmanın#adresi# ✌✌✌