diyetterapisi diyet beslenme diyetisyen beslenmevediyet beslenmevediyetterapisi didemcivici kandidabyebye kendiniyenile saglikliyasam yasaminiyenile diyetetik ankara mersin mersindiyetisyen psikofit psikoterapiilediyet ankaradiyetisyen instagood instamood adanadiyetisyen antiaging beslenmeuzman diet diettherapy diyetisyentavsiyesi bedenterapisi
Meyve (İng: "fruit"), çiçekli bitkilerin çiçek kısmındaki bazı özel dokulardan gelişen ve içerisinde üreme organlarının parçalarını ve kimi durumda bazı ek dokuları içeren kısmıdır. Çiçekli bitkilerin üreme yapıları olan çekirdekler, bu meyve içerisinde korunur ve saklanır. Hayvanların yediği kısmı genellikle çekirdekleri sarmak ve korumak amacıyla, kimi zaman da bu çekirdeklerin toprağa ulaşmasını sağlayacak hayvanları çekmek amacıyla evrimleşen etli kısımdır. Botanik terimler sözlüğünde şöyle tanımlanır:
Meyve, kapalı tohumlu bitkilerde tohumları barındıran; gelişmiş dişi organ ve kimi zaman da ilgili üreme parçalarını bir arada bulunduran yapının adıdır.
Sebze (İng: "vegetable"), bir bitkinin -eğer varsa- meyvesi haricinde yenebilen kısımlarının tamamına denir. .
Eğer yediğiniz şeyin içerisinde üreme amacıyla, döllenmiş hücreler (çekirdekler) varsa, bir meyve yiyorsunuz demektir. Eğer yoksa, muhtemelen yediğiniz şey bir sebzedir.
kaynak: evrimagaci.org
#diyetterapisi #beslenmevediyetterapisi #beslenmevediyet #drgundry #theplantparadox #besinparadoksu #bitkiparadoksu #meyve #sebze #diyet #beslenme #saglikliyasam #yasaminiyenile #kendiniyenile #kandidabyebye #didemcivici
Elimde olsa “Dünya Kandida Farkındalığı Günü” ilan ederdim. Kim bilir, belki bir gün mümkün olur.
Kandida enfeksiyonu, pek çok hastalığın altında yatan ana neden olabilir. Yaygın antibiyotik kullanımı (gıdalarımız aracılığıyla aldığımız antibiyotikler de dahil!), zararlı kimyasallar, bedeni gözetmeyen gıda seçimleri “Kandida” için uygun ortamı hazırlar.
Kandidiyazis (Kandida enfeksiyonu), “kronik” ya da “psikolojik” tanısı konulan, aslında nedeni saptanamayan pek çok rahatsızlığın nedeni olabilir. .
.
.
“Kandida, tüm insanların gastrointestinal (GI) yollarında yaşar ve Kandida içerikli çoğu enfeksiyonun kaynağı bağırsaklardır. Kandida, bağırsak mukozasından geçerek kana karışabilir ve bu sayede de organlara ulaşarak sistemik kandidiyazise neden olur.” -Demirel, G., Celik, I. H., Erdeve, O., Saygan, S., Dilmen, U., & Canpolat, F. E. (2013). Prophylactic Saccharomyces boulardii versus nystatin for the prevention of fungal colonization and invasive fungal infection in premature infants. European journal of pediatrics, 172(10), 1321-1326.
#diyetterapisi #beslenmevediyetterapisi #beslenmevediyet #kandidabyebye #kandida #kandidadiyeti #kandidiyazis #candida #bedensağlığı #diyet #beslenme #saglikliyasam #yasaminiyenile #kendiniyenile #didemcivici
Domates aslında sebze değil meyvedir ve “kurt üzümü” familyasına aittir.
Son yıllarda meyvelerin insan bedenine verdiği zararları araştırırken karşıma ne yazık ki sadece “şeker” konusu çıkmadı. Meyvelerle (ve domates, biber, patlıcan, salatalık, bezelye ve fasulyeyle!) ilgili en büyük sorun, içerdikleri “lektin” miktarı. Lektin’in bitki proteini olduğundan ve bitkilerin “yavrularını”, yani tohumlarını korumak için ürettikleri bir nevi zehir olduğundan bahsetmiştim (ayrıca www.kandidabyebye.wordpress.com’daki “Dr. Gundry’nin “Besin Paradoksu” ve Kandida yazısını da okumanızı tavsiye ederim). Açıkçası kendim de, anti-Kandida Protokolü’nü uyguladıktan ve farklı bir kaç diyete (Ketojenik, vejetaryen ve Ayurvedik) yaklaştıktan sonra en sonunda kendim için en uygun beslenmeyi bulduğumu düşünüyorum: “Besin Paradoksu” programı. Bu programın ana fikri lektinsiz (sadece glütensiz değil, glüten benzeri tüm bitki proteinlerinin çıkarılmasını içerir!) gıdalar tüketmektir.
Domatesin en yüksek lektin içeren kısımları kabuğu ve çekirdekleridir. Bu nedenle (eğer “Besin Paradoksu”na geçmeye hazır hissetmiyorsanız) en azından çekirdek ve kabuklarından kurtulmanızı tavsiye ederim.
#diyetterapisi #beslenmevediyetterapisi #beslenmevediyet #drgundry #theplantparadox #besinparadoksu #bitkiparadoksu #diyet #beslenme #saglikliyasam #yasaminiyenile #kendiniyenile #kandidabyebye #didemcivici
Tahıl ve bakliyatlardan, meyvelerden (domates, salatalık, patlıcan, kabak, fasulye ve bezelye dahil olmak üzere!) uzak duracaksak PEKİ BİZ NE YİYECEĞİZ!? Meyveler, tahıllar ve bakliyatlarda lektin varsa o zaman nelerde lektin yok, ona bakacağız.
Evet, konu beslenme değişiklikleri olduğunda, özellikle de anti-Kandida ya da “Besin Paradoksu” gibi yöntemler söz konusuysa insanın aklı gerçekten de karışabiliyor ve ne yiyeceğimizi şaşırıyoruz. Ben bu hesapta paylaştığım ve paylaşacağım herşeyle birlikte işinizi biraz kolaylaştırmayı umut ediyorum ;) Anti-Kandida diyeti ardından en akilane ve uzun sürede faydalı bulduğum “Besin Paradoksu” programı dahilinde lektin içermeyen ve bağırsak bakterilerini (onlar bizim her şeyimiz!) besleyen gıdalarla başlıyoruz.
Bağırsak sağlığını destekleyen ve lektin içermeyen besinlerin başında yeşil yapraklı sebzeler geliyor. Bu sebzeler bağırsak bakterilerini besleyen prebiyotiklerdir ve lifli yapılarıyla da sağlıklı dışkılamanıza katkıda bulunurlar. Ayrıca uzun süre tok kalmanızı sağlarlar ve beden için gerekli pek çok mineral ve vitamini ihtiva ederler.
İşte karşınızda yeşil yapraklı sebzeler:
Pazı
Karalahana
Pancar yaprağı
Lahana
Hodan
Semizotu
Tere
Kuzukulağı
Ispanak
Marul cinsleri
Karahindiba
Rezene
Deniz sebzeleri (deniz börülcesi ve fasulyesi)
Hardal
Maydanoz
Dereotu
Kişniş
Nane
Reyhan
Fesleğen
Su ve deniz yosunları
Soğan
Sarımsak
Yabani yeşilliklerin hepsi
#diyetterapisi #beslenmevediyetterapisi #beslenmevediyet #drgundry #theplantparadox #besinparadoksu #bitkiparadoksu #diyet #beslenme #saglikliyasam #yasaminiyenile #kendiniyenile #kandidabyebye #didemcivici
Genetik faktörler
Kan grubu
Diyet: Yüksek miktarda basit şeker ve basit karbonhidrat alımı
Antibiyotikler
Hormon içeren tüm gebelik önleyici araçlar: Doğum kontrol hapları, spiraller…
Hormon ilaçları (özellikle yüksel östrojen içeren)
Steroid içeren ilaçlar
Gebelik (hormonal değerler değişir, floral yapı bozulabilir)
Amalgam dolgular (Cıva zehirlenmesi)
Yaş (Yaş ilerledikçe bağışıklık sistemi zayıflar)
Otoimmün (Bağışıklık sistemi) hastalıklar
Bağışıklığı bastırıcı ilaçlar
Radyoterapi
Mide asidi azlığı
Mide asidini dindirici ilaçlar
Yağ oranı yüksek diyetler
Hayvansal gıdalarda (et/süt/yumurta) bulunan antibiyotik ve hormonlar
Sebze ve meyvelerde bulunan zirai ilaçlar
Su kaynaklarına karışan ilaçlar
Hava kirliliği
Sentetik kumaşlar
Beyazlatılmış tuvalet kâğıdı (İçerdiği kimyasallar genital florayı bozar)
Beyazlatılmış pamuk/sentetik içeren pedler
Uzun süren stres dönemi
Hijyen eksikliği
Çoklu cinsel partnerlik
Sıklıkla cinsel partner değiştirmek
#diyetterapisi #beslenmevediyetterapisi #beslenmevediyet #kandidabyebye #kandida #kandidadiyeti #kandidiyazis #candida #bedensağlığı #diyet #beslenme #saglikliyasam #yasaminiyenile #kendiniyenile #didemcivici
“Her şeyin çoğu zarar” klişesiyle başlamayacağım, merak etmeyin. Elbette meyvenin de çoğu zarar ve çok meyve kilo yapar. Fakat benim bugün bahsedeceğim konu başka.
Meyve, bitkinin olgunlaşmasıyla ortaya çıkan, tohumunu içeren “yaz yavrusu”dur. Meyve, bitkinin neslini devam ettirmesini sağlayan, gen taşıyan kısmıdır ve asıl işlevi ise hayatta kalmaktır.
İnsanın meyveye yönelmesinin temel bir nedeni vardı: Kilo almak. Meyve, doğada yazın bulunur ve insanın da kış için ihtiyaç duyduğu kiloyu (yani yağlanmayı) elde edebilmesi için mükemmel bir stratejidir. Evet, binlerce yıl önce, gıdaya her mevsim ulaşamayan insan için meyve gerçekten de mükemmel bir besin kaynağıydı. Sadece ihtiyacı olan şekeri değil, sindirim için gerekli enzimleri, hatta bakterileri de meyveden alıyordu. Yani meyve, ilkel insan için elzemdi. Fakat durum şu anda farklıdır.
Öncelikle: Meyve, yılın sadece 3-4 ayında (yazın) tüketilecek bir gıdadır. Eğer siz meyveyi yılın her günü tüketirseniz bedeniniz sürekli yaz mevsimi yaşar ve beden “doğal” bir mekanizma olarak çalıştığı için sürekli “kışa hazırlık” yaparcasına yağ depolar. Düz mantık çalışır :) Tüm bu bilgilerin ışığında meyve tüketimini yılda 3-4 ay ile sınırlandırmanın sağlığımıza oldukça katkıda bulunacağını düşünüyorum.
#diyetterapisi #beslenmevediyetterapisi #beslenmevediyet #drgundry #theplantparadox #besinparadoksu #bitkiparadoksu #meyve #sebze #diyet #beslenme #saglikliyasam #yasaminiyenile #kendiniyenile #kandidabyebye #didemcivici
Orijinal ismi “The Plant Paradox” olan fakat Türkçe çeviri kitabında “Besin Paradoksu” olarak anılan (ben orijinal ismini kullanmayı yeğliyorum) ve dünyaca ünlü kalp ve genel cerrahı Steven R. Gundry’nin onlarca yıllık araştırmalarını toparlayarak sunduğu bu “program” bir diyet değil. “Bitki Paradoksu Programı” insan bedeninin genç bir şekilde, hastalıklardan muaf olarak yaşlanabilmesine odaklanan bir “yaşam tarzı”. .
2014 yılında başladığım ve önceki 10 sene boyunca taşımış olduğum Kandida enfeksiyonu rahatsızlığından kurtulmak için 3 sene boyunca (garanti olsun ve bir daha yaşamayayım diye!) uyguladığım anti-Kandida diyetinin sorunlu parçalarını fark etmem, Beslenme ve Diyet Terapisi yükseğimi yaparken okuduğum Rudolph Ballentine’in “DIET & NUTRITION: A Holistic Approach” kitabıyla başlamıştı. Ballentine, tahıl ve bakliyatlardaki lektinin insan bağırsağındaki olumsuz etkilerine güçlü vurgularla değinmişti ve bu beni çok etkilemişti. .
Lektin alımının sonucunda bağırsaklar delik deşik oluyordu ve kana karışan pek çok besin ve toksinler insan sağlığını tehdit etmekle kalmıyor, pek çok hastalığa da ön ayak oluyorlardı. 3 senelik protein ağırlıklı beslenmemin ardından (çünkü anti-Kandida diyeti bunu gerektiriyordu!) ardından odaklanma ve hafıza güçlüğü ile ani ruh hali değişiklikleri yaşamaya başlamam nedeniyle tahıl ve bakliyat ağırlıklı vejetaryen diyete geri dönmeye karar vermiştim. Kanımca karbonhidrata ihtiyacım vardı. Karbonhidratı arttırmamı takip eden bir kaç ay içerisinde enerji seviyem yükseldi, hafıza ve odaklanma güçlüğü sona erdi ve duygusal olarak daha stabil hale gelmeye başladım. Fakat bunlarla beraber yetişkin sivilceleri ve âdet kanamalarımda düzensizlik başladı. Öncesinde rahimimde üç polip vardı fakat artık onlar da gitmişti ve ayrıca da hormon seviyelerim gayet normaldi. Kan değerlerim çok az insanda görünen nitelikte optimum seviyelerdeydi ve çok sağlıklı hissediyordum. Kan değerlerim ve hormon seviyelerim hala optimum seviyelerde fakat geçtiğimiz 2 yıldır, yani tahıl-bakliyatı hayatıma soktuğumdan bu yana bedenimde yolunda gitmeyen bir şeyler var ve açıkçası nedenini bulamadım. (devamı yorumlarda ⬇️⬇️⬇️)
Kandidiyazis gibi sistemik rahatsızlıklar kapsamlı bir hayat değişikliği ve terapi süreci gerektirir. Sadece yiyecek içeceklerinize dikkat etmek genellikle yeterli olmaz ve eğer bir protokolle ilerlenecekse öncesinde bir hazırlık yapmak (detoks gibi) işinizi kolaylaştırır. Benim oluşturduğum protokollerin hazırlığı genelde şöyledir:
1. Karaciğeri destekleyici yöntemlere başlamak
2. Şekeri ve basit karbonhidratları azaltmak
3. Pre ve probiyotikleri eklemek
4. Bağışıklık sistemi kuvvetlendiricileri eklemek
5. Şekeri ve basit karbonhidratları kesmek
6. Antifungal programa başlamak (diyet, beslenme, egzersiz, vs.) Eğer uzun vadeli bir sonuç isteniyorsa antifungal programın (Anti-Kandida Protokolü gibi) en az 6-8 ay uygulanması (hafif vakalarda; ağır vakalarda bu en az 1 yıl sürebilir) uygundur.
#diyetterapisi #beslenmevediyetterapisi #beslenmevediyet #kandidabyebye #kandida #kandidadiyeti #kandidiyazis #candida #bedensağlığı #diyet #beslenme #saglikliyasam #yasaminiyenile #kendiniyenile #didemcivici